17 Mayıs 2016 Salı

                               SON ADIM: DÜĞÜNÜMÜZ

           Hadi millet düğüne gidelim.. Bildiğiniz üzere bugün düğünümüz var. Merdivenin son basamağındayız. O hazırlıklar, telaşlar derken 5 adımı geride bıraktık. En sonuncu ve en önemli adıma geldik. Tabiki hepsi birbirinden önemli ve anlamlı ama düğünün telaşı başkadır bizde. İlk olarak sizinle şu bilgiyi paylaşmak istiyorum. Hani demiştik ya nişanı kız tarafı yapar diye. Şimdi geldik erkek tarafının marifetlerini görmeye. Yani kısaca düğünü erkek tarafı yapar. Bu yüzden bir ağırlığı vardır. Oldu bittiye gelmez. Yapılıcaksa en güzelinden yapılır. Şimdi hepberaber görelim Türk Düğünü nasıl olurmuş.


Düğünden haftalar önce mi desem aylar mı bilemedin yıllar öncesinden o muhteşem beyaz "Gelinlik" dediğimiz elbise alınır. Masrafını erkek tarafı karşılar.


Yine aynı şekilde damadın takım elbisesi de alınır kızın ailesi tarafından.
Ardından yine nişanda ve kına gecesindeki gibi bir salon tutulur. Düğün davetiyeleri bastırılır. Tanıdıklara düğüne 1 hafta kala haber vermeye başlanır davetiyeler dağıtılarak.

Düğün gününden 1 gün önce kızın evi ve damadın evi balonlarla süslenir. Düğün günü geldiğinde gelin ve tanıdıkları kuaföre giderler saç yaptırmak için damat ise damat traşı olmaya gider. Ardından gelinin tanıdıkları gelinin evine, damadın tanıdıkları ise damadın evine gider. Burada Alay diye bir kısım vardır. Damat ve çevresi gelinin evinine gider arabalarla. Önce damadın annesi ve yakın tanıdıkları kızın evinin içine gider. Gelin bir odaya kapatılır ve damadın annesinin bir kısım para vermesi şartıyla kapı açılır. Gelini alırlar ve arabalara giderler. Konvoy halinde bulundukları mahallede tur atarlar, korna öttürürler. Dileyen olursa da bir yerde durup oynarlar.




Alaydan sonra herkes dağılır. Akşam için hazırlık yapılır. Davetliler teker teker düğün salonuna gelmeye başlarlar. Öncelikle müzik eşliğinde gelin ve damat dans eder ve pasta keserler ve hemen ardından takı töreni yapılır. Konuklar para asıp, altın takarlar. Bu da bittikten sonra oynamaya geçilir. Dileyen düğün sırasında nikah kıydırır, dileyen düğünden önce yapar bunu çok vakit kaybedilmesin diye. Gecenin sonuna kadar isteyenler oynarlar. Sonunda fotoğraf çekimleri olur. Mutlu çiftlerin son basamağıda tamamlanmış olur.... Düğünden sonra balayı dediğimiz tatil vardır. Çiftler önceden kararlaştırılan bir yere gidip tatil yapıp, evliliklerinin ilk günlerini yaşarlar. 

8 Mayıs 2016 Pazar


                              YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE 

          Herkese merhabalar. Bugün biraz daha geleneğe yatkın birşey yapıcağız. Bilmiyorum eğer biliyorsanız ama bizde kına gecesi diye bir olay var. Bugün biraz bundan bahsedeceğim. Şok şahane birşeydir kendileri :) . Şuana kadar 4 aşamadan geçtik geldik 5.sine. Yavaş yavaş sona gidiyoruz diyelim. Umarım şuana kadar olan Türk adetlerini beğenmişsinizdir.  Yaşayınca daha bir başka oluyor tabi. Hadi  şimdi kına gecemizi anlatmaya başlayalım. Bu da bir kutlama tarzındadır. İstersen salon kiralarsın istersen evin kapısının önünde yaparsın. Maddi durumuna bağlıdır yani. Bu günün sabahında aile yakınları kuföre gider saç yaptırmak için. Gelin de tabii ki. Gelinin saçı yapıldıktan sonra damatla beraber fotoğraf çekimine giderler. Akşam da kutlama gerçekleşir. Öncelikle misafirler gelir ve yerlerine oturur. Ardından slow bir müzik eşliğinde damatla gelin dans eder. Beraberinde oyun havalarına geçilir herkes birlikte oynar. Bi ara mola verilir ve gelin kıyafetini değiştirmeye gider. Bindallı dediğimiz geleneksel kıyafet giyilir.


 Kızlar daire olur ver 3 tur dönerler gelinle birlikte. Sonra gelin ortaya oturur bir kişi gelir ve gelinin avucuna kına yakar.

 Gelin önce avucunu açmak istemez. Damadın annesi altın takmak zorundadır ancak öyle elini açar ve kına yakılır.
 Genelde burada gelinler ağlar. Bu sırada özel bir şarkı çalınır. Adı da  ' Yüksek yüksek tepelere'. Bu işler tamamlandıktan sonra damat gelir, gelini kucaklar ve oradan ayrılır. Sonra tekrar gelirler müzik geç saatlere kadar çalar. Bu arada çok yakın olmayan konuklar teker teker evlerine gitmeye başlarlar. Geriye en yakın olanlar kalır. Onlar da biraz dans ettikten sonra kutlama biter.Düğünde görüşmek üzereeeee :) .

1 Mayıs 2016 Pazar


                                        İlk Kutlamamız 

        Selammm selamm selamm cümletten herkese merhabalar. Nasıl bir selamlamaksa artık yazarken kendim bile güldüm :) Bu hafta ailemi ziyarete geldim Türkiye'ye ama yine de yazmaktan alıkoymadı beni bu :P Şimdi gelelim asıl meselemize. 3 önemli günü atlattıktan sonra sıradaki anlamlı günümüz  nişanımıza gelelim. Hepiniz heyecanla bekliyorsunuzdur umarım. Neler olur neler biter bu günde, kim ne giyer, daha çok hangi taraf içindir. Az sonra bu sorularınızın hepsine cevap bulacaksınız. Hadi  hep beraber neler olup bittiğine bir bakalım.

Buradaki en önemli olay nişan alışverişidir. İki taraf da birbirlerine güzel güzel hediyeler alırlar ve birbirlerine daha çabuk alışıp bir bağ kurarlar. Kız tarafının damatlığı, erkek tarafının nişanlığı alması da buna dahildir.
 

















Bu hediyeleşme işinin adı da nişan bohçasıdır. Gelinin bohçasında olması gerekenler özetler şunlardır;    

  • Saten gecelik ve sabahlık
  • Kolye, bilezik, küpe 
  • Terlik
  • Çanta
  • Ayakkabı
  • Günlük bir takım kıyafet (pantalon-bluz ya da elbise gibi)
  • Cilt bakım seti
  • Makyaj seti 
  • Cilt bakım seti
  • Parfüm-deodorant
  • Çorap
  • Havlu
  • Ayna, tarak, fırça seti (tuvalet takımı)
  • Gelin epilasyon seti

Damat bohçasında bulunması gerekenler ise şunlardır;
  • Havlu
  • Damat terliği
  • Pijama takımı
  • Parfüm
  • Traş takımı ve traş seti
  • Pantalon
  • Gömlek, kravat
  • Cüzdan
  • Kemer
  • Ayakkabı
  • Diş fırçası, diş macunu
  • İç çamaşır takımı
  • Damat havlusu
  • Çorap



Bunlar tamamlandıktan sonra damat tarafı bohçaları kızın evine götürür ve kendi bohçalarını da alır. Bu tam olarak nişanın kutlanacağı hafta yapılır. 



Nişanı kız tarafı yaptığından dolayı bunu kutlamak için maddi durumuna göre ya bir düğün salonu tutar ya da evlerinin önünde bir yerde kutlarlar. Kutlama gününde misafirler teker teker içeri alınır, gelin ve damat kimsenin göremeyeceği yerde bekletilir sonra müzik eşliğinde ortaya çıkıp dans ederler.
Ardından takı töreni yapılır. Gelin ve damat ayakta dikilir gelen misafirler bütçelerine göre para asarlar ya da altın takarlar. Bu da bittikten sonra düğün pastası kesilir.

Pasta kesildikten sonra da herkesin kendi yöresine göre müzik çalar konuklar dans etmeye çıkar. Nişanın sonunda da sadece aile yakınları kalır ve hep beraber fotoğraf çekilirler. 


Nişanımız da böylelikle sona erer ve çok büyük bir günü atlatmış oluruz. Haftaya görüşmek üzere hoşçakalınnnn.

24 Nisan 2016 Pazar


                       ÇİÇEĞİMİ ÇİKOLATAMI KAPTIM GELİYORUM


       Eveeeet öncelikle herkese merhabalar. Umarım güzel bir hafta geçirmişsinizdir. Biraz arayı uzattık ayıptır söylemesi ben pek eğlendim bu hafta. Neyse uzatmadan gelelim konumuza. Nerde kalmıştıkkk heh kız istemek. Kızı bulduk, aşık olduk, aileleri tanıştırdık şimdi de istemeye gidiyoruz. İstemeye gitmeden önce nelere dikkat etmemiz gerek diyorsanız. Öncelikle giyim kuşam çok önemlidir. Bu nereye giderseniz büyük bi önem taşır ama burada normal kot pantolonumu giyiyim üstüme de bir bluz geçirdim mi tamamım diyemezsin. Anne şık bir elbise baba ise takım elbisesini giymelidir. Yani giyse iyi olur karşı tarafın gözünde kötü bir izlenim bırakmamak için.


Bu özel günden 1 2 gün önce çiçeğimizi, çikolatamızı alırız. 














 Sonra güzel bir tepside söz yüzükleri hazırlanır. Yüzüklerin içinde gelin ve damadın isimleri ve sözlendikleri tarih yazılı olmalıdır. Evet bunlar isteme gününden önce yapılacaklardı. Şimdi de gün sırasında yapılacaklara gelelim.








 Çiçekle çikolatayı kaptık, yüzükleri ve yüzük tepsisini hazırladık kızın evine geldik. Önce derin bir muhabbete girilir sonra "Allah'ın emri Peygamber'in kavliyle kızınızı oğlumuza istiyoruz" der damadın babası ya da dedesi. Kızın ailesi razıysa kabul ederler ve yüzükleri takarlar. Yüzüklere kırmızı bir kurdela geçirilir ve ortasından makasla kesilir hayırlı uğurlu olsun denir.








Bu iş de bittikten sonra gelin kahveleri hazırlar ama burda küçük bir oyun vardır. Gelin, damadın kahvesinin içine tuz koyar, şeker yerine. Bunun anlamı eğer damat adayı tuzlu kahveyi içmezse gelinin isteklerini yapmayacağı anlamına gelir ama tükürmeden içerse ne isterse yapacağı anlamına gelir. Ayrıca bunun başka anlamları da vardır herkes kendince yorumlar aslına bakarsak. Bir diğeri ise gelin kahveyi şekerli yaparsa damadı beğendiği, yanına bir de lokum koyarsa ailesinin de beğendiği anlamına gelir ama tuzlu yaparsa damadı beğenmediği anlamına gelir. Tabi bu görücü usulu olan evliliklerde geçerlidir. Sonrasında komiklik olsun diye böyle bir gelenek devam etmiştir. İsteyen yapar, istemeyen yapmaz çok ta zorunlu bişey değildir yani. Bu akşam da böylelikle sona erer. Sıradaki önemli günde görüşmek üzere. Sevgiyle kalınnnn.

11 Nisan 2016 Pazartesi

     
                                       AŞKI BULDUYSAM DEMEK Kİ..
     
        Mutlu bir sona ulaşmak için belli adımlar vardır hayatta bazen zorluklarla mücadele edersin bazen ise her saniyesini doyasıya yaşamak istediğin, heyecanın içinde kendini kaybettiğin tatlı adımlardır bunlar. Hüp diye çıkamazsın en alt basamaktan en üstüne. Yavaş yavaştır.  Bir adımdan diğer adıma geçerken zorluğun veya güzelliğin daha da artmasıdır. Düğünlerde de öyle değil midir? Aylar daha doğrusu yıllar sürer iki insanın o yolculuktaki son adımlarına varmaları. Hadi şimdi görelim bakalım Türkler  nasıl düğün yaparlarmış.



Öncelikle işin en zor safhasını başarmak gerekir yani aşık olmak. Bunu yaptın mı zaten gerisi tıkır tıkır ilerler :) şaka yapıyorum tabiki, ama yine de en zor kısımlarından biri denebilir. Bu yolculuğa çıkmak istediğin partnerini seçmek, hayat boyu beraber olabilirim dediğin bu kişiyi bulmak ilk adımdır. Günümüzde hala görücü usulü evlilikler olsa da ben bu işin güzel yanından bahsetmek istiyorum. Yani herkesin bildiği gibi o evliliklerde bu telaşlar bu heyacanlar ya da mutluluklar olmuyor. Her adımını özene bözene yapmaktansa oldu bittiye getiriyorsun. Herneyse benim burada bahsettiğim aşk evliliği. Zor ve mükemmel olanı :). Öncelikle bu kişiyi buldun mu buldun ama aylar süren flört dönemi olmadan o teklifi yapamazsın (erkekler için söylüyorum). İlişkideki güveni bağlılığı, tutkuyu ve saygıyı oluşturmadan evliliğin lafının bile edilmemesinden yanayım. Bunlar da oldumu tamamdır.


 Bir yüzükle teklifini yaptın. Bu teklif bir akşam yemeğinde de olabilir sokakta yürürken de :). Kişinin ne kadar romantik olduğuna bağlı kısacası. Eveti de aldıktan sonra önce aileler tanışır. Birbirlerini evlerine davet ederler bir çay veya akşam yemek eşliğinde sohbet ederler. Birbirlerine ne kadar uyumlu olduğunu ölçerler bir nebze. Bu iş te tamamlandıktan sonra eğer iki aile de olumlu bakıyorsa sıra kızı istemeye gelir. Bu da bir sonraki yazıya kalsın.  Görüşmek üzere hoşçakalınnn.

4 Nisan 2016 Pazartesi


  TÜRKLER NASIL DÜĞÜN YAPAR?
       Kültür,  insanların birbirini anlaması ve toplumun bir düzene oturtulması için  paylaşılan bir mirastır. Her toplumun kendine ait bir kültürü vardır ve bunlar nesilden nesile aktarılır. Ne güzel de yapılır. Ne güzeldir insanların kendini yansıtan dansları, şarkıları, kıyafetleri , düğünleri aklına ne gelirse. Öğrenmek gerekmez onu zaten içinizde vardır, zaten siz onu yansıtan topraklardansınızdır bazı istisnalar dışında. Her nerede görürsen gör duygu kaplar içini çünkü senden bir parçadır o, senindir. 

      Öylesine güzel ki kültürünü yansıtmak hele de başkalarına öğretmek. Öğrenmek te güzel tabii burada sadece kendi kültürümdeki düğünler ile ilgili konuşacağım ama başka bir kültürden bir şeyler öğrenmeye de pek bayılırım. Biraz komik oluyor evet hiç aşina olmadığın bir milletin dansını etmek  ama bir o kadar da eğlendiriyor seni. İlk olarak düğünün en başından yani onay almadan başlıyoruz daha sonra nişan, sonrasında kına gecesi ve mükkemmel bir düğünle noktalıyoruz biz Türkler düğünlerimizi. Böyle kısa gibi görünür göze ama bir de telaşını o işin içinde yani hazırlık kısmında olanlara sorun. Tatlı telaşlar tabii. 

     Uzun lafın kısası burada size merak ettiğiniz o Türk düğünü konusunda içinizi aydınlatacağım bakalım Türkler ne yapar, adetleri nelerdir, kolay kız verirler mi ya da ne bileyim aklınıza ne gelirse. Hatta kendi yaşadığım şehrin danslarını da biraz olsun sizlere göstermek isterim. Biz Trakyalılar pek severiz oynamayı herkesin bildiği gibi kapı gıcırtısına başlarız :) şaka bir yana umarım yararlı bir blog olur herkes adına ya da kültür sevdalıları adına. 





 “TÜRK DÜĞÜNÜ" isimli bu blog Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampusu TUR 104 Türkçe II: Yazılı Anlatım dersinin projesi olarak GÜLDENİZ ÇELİK tarafından hazırlanmıştır.”